Bilindiği gibi, icra hukukunda icra takipleri, yalnızca borçlunun malvarlığı
değerleri üzerinden yürütülebilmektedir. Borçlunun sırf borcunu ödememesi sebebiyle
hapis cezasına çarptırılması ve hakkında cezai kovuşturma başlatılması mümkün
değildir. Ancak borçlu, borcunu ödeme hususunda icra takibi sürecinde veya haciz esnasında bir taahhüt verir ve verdiği taahhüde uymazsa üç aylık tazyik hapsi ile cezalandırılır.
O halde, ilk olarak “taahhüt” kavramının tanımlanması gerekmektedir;
Taahhüt, icra takibi sırasında; HACİZDEN ÖNCE YA DA HACİZDEN SONRA borçlu ile alacaklının, ya da borçlu ile icra müdürlüğünün anlaşması sonucunda borcun belirli bir ödeme planı ile ödeneceğine dair borçlu tarafından verilen yazılı beyandır. Buradan da anlaşılacağı üzere taahhüt, icra takibinin borçlusu tarafından verilmektedir. Borçlu taahhüt vermekle; takibe konu borcu taahhüt anlaşmasında belirlenen şartlara ve taksitlere uygun olarak ödeyeceğini, ödemezse üç aylık tazyik hapsine çarptırılabileceğini kabul ve beyan eder.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; taahhüdün ne zaman verildiğine göre farklı hükümler uygulanmakta olup, ne zaman taahhüt verilmiş olduğu hususu önem arz etmektedir. Zira, taahhüdün hacizden önce ya da haciz sırasında verilmesi farklı sonuçlar doğurmaktadır. Şöyle ki ;
Taahhüdün hacizden önce verilmesi durumunda, henüz işin içinde icra müdürlüğü bulunmamaktadır. Başlatılan bir icra takibi bulunsa da, henüz haciz aşamasına geçilmemiştir. Bu aşamada taahhüt anlaşması yapılması için ilk ve en önemli şart şudur: ALACAKLI İLE BORÇLUNUN TAAHHÜT VE ŞARTLARI KONUSUNDA ANLAŞMIŞ OLMALARI GEREKİR. Bu anlaşma şu şekillerde yapılabilir:
Taahhüt konusu taksitlerin zamanında ve tam olarak ödenmemesi durumunda icra takibi kaldığı yerden devam eder ve borçlu hakkında TAAHHÜDÜ İHLAL SUÇU sebebiyle TAZYİK HAPSİ uygulanabilir. Ancak uygulanacak tazyik hapsinin 3 ayı geçmesi mümkün değildir.
Hacizden sonra taahhüt verilmesi işlemi doğrudan doğruya 2004 sayılı İcra İflas Kanununda düzenlenmiş bir yoldur. Buna göre; borca yetecek kadar malvarlığı haczedilmiş olan bir borçlu, ALACAKLI SATIŞ TALEBİNDE BULUNMADAN ÖNCE icra dairesine başvurarak borcun taksitlendirilmesi hususunda taahhüt talebinde bulunabilir.
Bu talepte bulunan borçlunun taahhüt talebinin alacaklı tarafından kabul edilmesine gerek yoktur. Borçlunun hacizden sonraki taksitlendirme talebi doğrudan doğruya kanunda tanınmış bir imkandır. Bu sebeple alacaklının bu hususta rıza göstermesi şartı aranmamaktadır.
Ancak yasada taksitlendirme hususunda şu şart bulunmaktadır: “…Borçlu alacaklının satış talebinden evvel borcunu muntazam taksitlerle ödemeyi taahhüt eder ve birinci taksiti de derhal verirse icra muamelesi durur. Her taksitin borcun dörtte biri miktarından aşağı olmaması ve nihayet aydan aya verilmesi ve müddetin üç aydan fazla olmaması şarttır.”
Görüldüğü gibi, haciz işleminden sonra ve alacaklının icra dairesine yapacağı satış talebinden önce borçlunun taksitlendirme talebinde bulunması durumunda, yukarıdaki şarta uygun olarak taksitlendirme yapılmaktadır. Buna göre; İLK TAKSİTİN DERHAL ÖDENMESİ ŞARTIYLA, HER TAKSİT BORCUN EN AZ DÖRTTE BİRİ KADAR OLACAK ŞEKİLDE BORCUN TAKSİTLENDİRİLMESİ MÜMKÜNDÜR.
Yukarıda açıklandığı üzere, taahhüdün hacizden önce ya da sonra verilmesi mümkündür. Hangi şekilde verilmiş olursa olsun; taahhüt verilmesi icra takibini durdurur. Hacizden sonra taahhüt verilmesi hacizli malların satışını önler; hacizden önce taahhüt verilmesi ise mallara haciz konmasını engeller.
Verilen taahhüde aykırı davranılması, taksitlerden birinin geç ödenmesi ya da tam ödeme yapılmaması durumunda taahhüdü ihlal suçu oluşur. Bu halde, alacaklının icra ceza mahkemesine yapacağı şikayet ile borçlu hakkında yargılama başlar. Şikayetin, taksidin geciktirildiğinin ya da tam ödenmediğinin alacaklı tarafından öğrenilmesinden başlayarak üç ay içerisinde ve her halde bir yıl içerisinde yapılması gerekir. Aksi halde şikayet hakkı düşer.
Yargılamanın yapılacağı mahkeme, icra takibinin yapıldığı yerdeki icra ceza mahkemesidir. Borçlu taahhüde konu borcunu tam ve gereği gibi ödemezse, ödeyinceye kadar infaz olunmak üzere üç aylık tazyik hapsine çarptırılır. Borçlunun taksit borcunu ödemesi durumunda hapis cezası infaz edilmez, derhal salıverilir.
Tazyik hapsi adli bir hapis cezası olmadığından, borçluların adli siciline
kaydedilmez.
Bu Makaleyi Paylaş